Yaklaşık 7 yıldır müzik dinlerek uyumamıştım ki evlenene kadar genellikle müzik dinleyerek uyuyan bir insandım. Dün gece o kadar zaman sonra ilk kez müzik dinleyerek uyudum. Eskiden dinlediklerimden tek farkı tedavi gördüğüm ve psikoloğumun "Gece dinlediğin müzikler, filmler uykunu etkiler." demesiyle sakin müzikler seçmem. Peki kimi mi seçtim? Mari Boine. Uyku ilacını yutmadan tertemiz uyudum, keyifli uyandım.
Muhtemelen her evlilik bu şekilde değildir ancak içindeyken fark edemediğim şekilde tüm düzenim, alışkanlıklarım, sevdiğim şeyler yitmiş gitmiş. Evliliğin içinde ciddi bir depresyona girmişim ve bunu idrak edememişim. Anca çıkıyorum o hâlden. Eskiden yapmaktan zevk aldığım şeyleri şimdi daha da zevkle yapıyorum, hepsi daha kıymetli benim için. Bu kıvama gelmemin de vakit aldığını yeni yeni fark ediyorum. Psikiyatrist de psikolog da ilk görüşmelerimizde boşanmanın çok ciddi bir travma olduğunu, fark etmesem de etkilerini devam ettirdiğini söylemişlerdi. Haklılarmış. Canımın içi Selectra ve psikoterapi süreci sayesinde anlıyorum ve atlatıyorum bunu. Sadece zevk aldığım şeylere dönmüyorum; iş yapışım, düşünme hızım, algımın açıklık seviyesi bile değişti.
Evlilik biterken insan bazı arkadaşlarını da daha iyi görüyormuş. Önemli olan da o arkadaşlarının yanında olup olmamasından öte onların ne dediği, ne yaptığı. Kendi çektiği acılarla boşanmayı karşılaştıran gördü bu gözler. Görüşmüyorum şimdi. "Sen bunu acı sanıyorsun. Asıl acı..." Ben acı yarıştırmıyorum ki başkası neden benimle yarıştırıyor? Anlamıyorum, belki de anlamak istemiyorum. Kim bilir? Ancak ben o sırada acı çektiğimin bile doğru düzgün idrakinde değildim. Saçma sapan "O ne yapacak?" diye düşünüyordum, bana ne olacağını düşünmeden. Aptallık işte. Umarım mutludur.
Sadece evlilik değil, çok problemli bir iş hayatım vardı. Daha beter bir insan hayal edemiyorum, öyle biriyle çalıştım 5 yıl. Psikoloğumun danışanlarından biri de o kişiyle çalışmış, "Ben öyle bir mobbingçi duymadım." dedi. Öyle bir seviye. Tam iş yaşamım değişti, ben yeni düzene alıştım, "Mobbingsiz hayat da güzelmiş." dedim ki boşandım. Aslında bu, iki sorunun birden çıkıp gittiğini gösteriyor hayatımdan. İki tarafın birden düzelmesi belki de şu anda bana enerji veren unsur. Onlar gidince doktora da bitti, yoksa bitmeyecekti.
Psikolojik olarak toparlanmaya "iyileşme süreci" denmesine kıl olurdum ancak haklılarmış. İnsan aslında iyileşiyormuş. Mide hapı yutmuyorum mesela artık, çok daha iyiyim zira. Duruşum düzeldi. Oturup kalmıyorum, iş yapabiliyorum. Tabii erteleme huyum tamamen bitmedi çünkü o hep vardı :). Kendimi yıllardır tembel görüyorum. Hiçbir iş yapmıyormuşum gibi geliyordu. Tembel olmadığımı da anladım bu süreçte. Aslında olan ya vaktim yetmiyor ya da gerekli ortam oluşmadığından o işi yapamıyorum. Bunları da kabulleniyorum.
Kendimi kabullenmem, en azından aptal olmadığımı anlamam zaman aldı. Kendimi sevmesem de artık kendime bir miktar saygım var ve ben bunu çok zor kazandım. Hiç kimse bunu elimden alamaz. Hiçbir manipülatör artık bana kendimi kötü hissettiremez, beni dediklerine çekemez. Hele hele duygusal manipülasyonu 10 km öteden tanır, topuklayıp kaçarım.
Bu da böyle saçma, darmadağınık bir yazı oldu. İdare edin. Bunlar hep psikoloji, insanın kendini sakinleştirmesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder