tivitırda geçirdiği günler ona bir türlü muhafazakar ve edepli bir kız arkadaş getirmemişti. getirsin diye her gece dua etmeye devam ediyordu ama arkadaşları bir bir islâmî şiir seven hatunlarla takılırken kendisi halen yalnız takılıyor, hayırlı bir eş adayı bulamıyordu. neden böyleydi bu hayat onun için çözemiyor, bir yandan "vay aq bu hatun da bu herife yazdı ya la?!" diye tepkisini koyarken bir yandan da isyan etmemeye çabalıyordu. halbuki o "aq" kim içindi orada, kime koyuyordu? kadere mi koyuyordu? kadere koyuyorsa allah'a da aslında isyan etmiş olmuyor muydu? yoksa sadece noktalama olarak küfredecek kadar hastalıklı mıydı? işte bunları düşünmeyi akıl bile edememekle birlikte kendisini çok edepli, müselman ve olması gereken "erkek" modeli olarak görüyor ve "aq"ya tepki koyanları pis, leş, çirkin ve ahlaksız feministler olarak tanımlıyordu.
bu sıralar ailesini ziyarete gidecekti. onları ziyaret dini vecibesi idi. anasının babasının elini öpmesi lazımdı. iyi bir müslüman bunu yapmalı, sevdiceğine yahud sevdicek adayına bunu belli etmeli idi. memleketine gitti, ana-babasının evinde çek-in yapıp tivitırda da paylaştı. tam 15 fav 4rt gelmişti. 19'u da farklı insanlardı ve 17'si hatundu. işte buydu, yapması gereken buydu. hanımlar bu konularda daha hassaslardı. anne-babasına ve hatta kardeşlerine düşkün bir erkek birey (pardon bu solcu hikayesinde yer almalıydı) evlenilecek harika bir beydi (bu oldu).
anne-babasının evinde 4 gün geçirdi. bu 4 günde kafayı yememek için kendini zor tuttu. annesiyle babası devamlı kavga ediyorlardı. zaten evlendikleri gün başlamış gibiydi bu kavgalar ama boşanmaları halinde el âleme ne diyeceklerini düşündüklerinden boşanmıyorlardı. ancak o mutlu bir yuva kurmasının yolunun mutlu bir aile tablosu çizmekten yana olduğunu biliyor ve babasıyla beraber cuma namazına gittiğini (aslında gitmiyorlardı) tivitliyor daha sonra anneciğinin kendisi için yaptığı yemeklerin fotoğraflarını "annemin güzel ellerinden, tamamen evladına duyduğu sevgiyle lezzetlenmiş. canım anacım" gibi ifadelerle paylaşıyordu. hatta karnıyarık fotoğrafına instagram'da "#babamın #buakşamki #favorisi #karnıyarık #loveuall #happyfamily #foodporn" yazmıştı. oysa o iş hiç de öyle değildi. babası akşam açlıktan kıvrandığı için (aslında sabırsızlıktan) kadıncağızın başının etini yiye yiye fırından erken çıkarttırmıştı karnıyarığı. sonra da yemekte "bir türlü öğrenemedin yemek yapması. pişmemiş bu, çiğ çiğ yediriyorsun. tenya gelecek vücudumuza senin yüzünden. zaten ev de leş gibi sigara kokuyor, bir düzgün silmiyorsun ki evi" diye kızıp duruyordu. sigarayı da kendisi içiyordu evin içinde, asla balkonda içmezdi. ama kokuya "çare" bulamadığı için tüm suç kadıncağızındı. bizimki de hiç oralı olmuyor, löp löp yemekleri mideye indirmeye bakıyordu. evlense bir, yemek derdi de kalmayacaktı. yemek yapamayan hatun olsa da olurdu, nasılsa zamanla öğrenirdi. 1yıla kalmaz mastır digriye ulaşırdı hatun her akşam yemek yaparak. kendi ulaşamamış olsa da hatun ulaşırdı.
3.gece yatağa yattığında ailesiyle yaşamadığına bir kez daha şükretti. onların yanında yaşamaya devam ediyor olsaydı ruh sağlığını şimdiye kaybetmiş olabilirdi. yahud onlardan ayrı olmaya alışınca artık çekemez olmuştu. bilemiyordu. ama sonuç olarak çok şükürdü.
4. gece babası oğluna "yarın gidiyorsundur artık herhalde. okulun var. ne diye geldin anlamam" diyerek çıkıştı. annesi, "önce dersin yavrum, düşünme bizi" dedi. halbuki kendisi de annesinin evinde kendisini ağırlamak istemediğini (çünkü çok dağınıktı) biliyordu. ders falan bahaneydi. ne var ki tivitır'da "ailemle son gecemiz. hepimiz ayrılacağımız için çok üzgünüz :( allahım ayrılıkla sınıyor bizi" yazdı.
5.gece artık kendi evinde kendi yatağındaydı. bu aile ziyareti sayesinde bol manşorlaşma dönmüştü. kimse ailesi ile bu kadar iyi vakit geçirmekte olan bir beyin bu kadar uzun süre tivitırda olmasını sorgulamamıştı. 7 hatunla muhabbet ilerlemişti. ikisi ile dm'den yürüşüyorlardı ancak biri ismail kılıçarslan sevmiyordu. oradan eksiyi almıştı. diğerinin ise takipleştiği çok fazla erkek vardı. dini hassasiyetleri yönünden şüpheli idi ama yine de umudu vardı zira profilinde bir bebek fotoğrafı vardı. kendine dair olan fotoğraflarda ise sadece elleri veya ayakları görünüyordu. kendi yüzünü saklaması hoşuna gitmişti. ayak ve el fetişistlerini hesaba katsaydı bu fotoğraflardan da rahatsız olacak hatta bu çok sayıdaki fetişiste ettiği hizmet sebebi ile kızla bir daha görüşmeyecekti. ancak o karakoç okurdu, o el ve ayaktan şiirde bahsetmişse sorun yoktu onların herkesçe görünmesinde. ondan el almış sayılırdı.
7 ayet-el kürsi'yi okudu. daha rahat edebilmek ve çevre yapabilmek adına biraz şiir karalamaya başlamasının gerektiğine karar verdi. ayrıca bu iki kızdan birini tavlamalıydı artık. en azından bir ilişki deneyimi olmalıydı ki hayatının kadını ile tanıştığında ona karşı bir hatası olmasın, ne zaman ne demek istediğini anlayabilsin. ne de olsa tüm kadınlar aynı idi. hepsi aynı tripleri atardı. tek tiptiler -en azından onun gözünde-. kendisini yatakta boşluğa bırakarak ertesi gün bunun üzerinde çalışma ümidi eşliğinde gözlerini kapadı.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder