12 Aralık 2013 Perşembe

Erken Bir Yılbaşı Yazısı: cıngıl beeeels cıngıl beeels cıngıl ol dı veey!!!




"Oh, jingle bells, jingle bells
Jingle all the way
Oh, what fun it is to ride
In a one horse open sleigh
Jingle bells, jingle bells
Jingle all the way
Oh, what fun it is to ride
In a one horse open sleigh"

Efendim ben bu şarkı ile büyümüş bir orta sınıf çocuğuyum! Yok, yok itiraf ediyorum, bununla büyümedim. Dedem felan eskiden ara sıra ilahi ama genelde Ferdi Tayfur dinlerdi (bana da arabada devamlı Emmoğlu'yu söyletirdi ya da ben söylemek isterdim orası net değil hafızamda). Ben 6-7 yaşındayken de tamamen ilahi dinleyen bir insana dönüştü. İlk si-di pıleyırlı arabasında 20 si-disi vardı ve tüm si-diler ilahi sidisi idi! Teyzem kurtuluşumdu, pek eğlenceli idi. Tarkan dinleyip oynayabilirdin teyzecikle. Çok komik figürleri vardı. Bir de çocuk aklı tabii, kalça çıkığı sebebiyle kalça şekli yamuk ve topallayan teyze çok komik görünürdü göze (gerçi teyzem aslında aile içindeyken -damatlara gelinlere çaktırmaz- fazlasıyla komik ve eğlenceli bir kişiliğe sahip. Belki rahatsızlığı olmasa da aynı seviyede komik gelirdi o yaştayken de, bilemiyorum). İlerleyen yıllarda o da ilahilere sardı. Mesela şu inci swf'sinde olan "Camiye Gidiyorum" ilahisini ben ilk teyzemde dinlemiştim. Hatta teyzem mahalle çocuklarını da toplayıp din dersi verir oldu sonradan. Anne babalar isteyerek çocukları teyzeme gönderdiler. Zaten anasınıfı öğretmeni idi, sırf bu dindarlığı sebebiyle yıllarca onu tercih edenler oldu. Sonra bir gün başkasının anlatımına teyzem beni de sürükleyince (sanırım lisenin başındaydım) olan oldu. Ortamın çıkıntısı oluverdim. İnançsız değildim, ama anlattıkları da saçma geliyordu. Özellikle "inşallah" demem yönündeki ısrarları fenalık geçirtecekti ki her Adnan Oktar kızlarını görüşümde aklıma gelir. "İnşallah ben geldim hanım"lı o klasik "fıkrayı" anlatıp bana bu tip kelimelerin önemini empoze etmeye çalışmışlardı. Anlamadığım neden dıştan dememizi istedikleri. İçten desek size ne mesela? Bilmesi gereken bildikten sonra size ne ellaaaaam? İslam alimi bile olsam sanırım bu çıkıntılıklarım sebebiyle teyzemin gözünde hep "inancı zayıf" ve "anlamaz" görüneceğim. Ama çok da umurumda değil, tuhaf geliyor sadece bu inatları. Neyse.

Sonra halamlara geçeyim. Küçük olan halam ve eşi sanat müziği, halk müziği vs dinlerler genelde. Ne var ki onlarda da bir ilahi sevdası, efendim bir ilahilere eşlik etme sevdası! Hatta ezberleyeceğim sure başı da para verecekti halam eskiden. Vay be! Şimdi bende sökmeyen o taktiği torunlarına uygulayıp başarı elde ediyor. Büyük halanın ise ilahi dinlediğini duymadım. O ti-vi'de denk geleni dinliyor gibi görünüyor gözüme. Emin olamıyorum. Ama aşırı düzenli hayatında rastgele müzik dinlemek olmazmış gibi de bir intiba bıraktı üzerimde. Belki de dinlemiyordur... Hımmm, araştırmam lazım. Her ne ise...

Peki biz bu cingıl belsleri nerelerden öğrendik? Sanırım "Evde Tek Başına" vb yılbaşını evde tek geçiren kahramanların olduğu filmlerden. Peki çok mu mühim bu şarkı? Hayır. Peki ben bütün bunları neden anlatıyorum? İşte oraya geliyorum şimdi.

Çocukken de "yılbaşı kutlamak pek uygun değil" denirdi bizde. Ama tembih edilirdi ardından; "o yıl ne yaptın ettin bir düşün 31 Aralık akşamı. Kötü yaptığın şeyler için af dile ve tekrar etmemeye çalış. İyi yaptıklarının da başkalarına da iyilik getirmesi için dua et." Peki şu an gördüğümüz durum ne? "Gavurun bayramını kutluyorlaaaaarrrr!!!! Bu onlara has bir ibadeeeetttt, günaha giriyorsunuuuuz!!! Yapmayııııın!!! Hepiniz aslında gavursunuuuuuuz!!! Onlar gibi alçalmayıııınnn!! Ahlaksızlaar!!! Onlar bizim kurban bayramımızı kutluyorlar mı ha?" vb ayarsız, gerzekçe, saçma salak ve zekadan nasibini alamamış cümleler. Şinci, gavurun bayramını kutlamıyoruz, kutlasak da bu bizim sorunumuz. Gavur ibadeti desek, kop kop şeklinde göbek ata ata ibadet mi olur? Oluyorsa o dine geçeyim ben. Kıristmis ile yılbaşı farkını çözememiş mahlukatlar bize akıl verebileceğini sanıyor. Çoğu insan için eğlenmeye bahanedir yılbaşı. Siz henüz bunu algılamış değilsiniz. Kurban Bayramı ile kıristmıs'ı kıyaslama zekası apayrı. Yüce Rabbim hepsini seçip seçip üstümüze atıyor zaten. Aslında gavur isek derdiniz ne? Ahlak dediğin şey nedir ki? Ne faydasını gördün? Gayet ahlaksızca şeyleri (gerçi benim ahlak anlayışım toplum ile uyuşmuyor ama.. etik mi desek ne desek..?) normalleştirmiş bir toplumda sorgusuz sualsiz yaşarken bu mu kıçınıza battı? "Allahım yıl başı kutluyorlar! Nasıl kutlarlar! Nasıııııl :'(" diye ağlayıp duranlar neden çocuk tecavüzlerine, tecavüzlere, aile içi şiddete, kadın cinayetlerine böyle ağlayamıyor? Derdim "duyarlıyım beeen" demek değil ama ona bağıracaklarına buna bağırsın bu yeğenler. Hele feysbukta bir arkadaşım vardı, lisansımdan, birkaç alt dönemim. 3 yıl üstüste kriz geçirmişçesine yılbaşında bağırıp çağırıyor. Hatun hem faşist hem islamcı. En sonunda yeter dedim kıza. Bir dur. Her sene bu haldesin. "Demek geçen yıl yılbaşında yazdığımı hatırlıyorsun. Ben seninkini hatırlamıyorum ama" dedi. E ben bağırıp durmadım, kutlama olaylarını da sevmem etmem, anca goygoy yapmışımdır. Sonra devam etti hatun, "içinden evliyalar çıkmış Osmanlı padişahları ne zaman yılbaşı kutlamış ha?!" Bunu görünce bir irkilme... Ama böyle en tepedeki saç telimden ayak tırnağımın ucuna kadar. Birincisi iktidar olan ve iktidar ile büyüyen birisi evliya OLAMAZ! Olmayı beceriyorsa bence o peygamberdir anca. Gücü elinde tutuyor zaten, tek adamsın sen. O kadar geçsen kendinden; bırakır, başkasına devreder inzivaya çekilirsin. Hatuna güç versek mesela evliya olmayacak, bizi kesecek. İkincisi, zaten bana ne Osmanlı padişahının ne yaptığından. Adamın yediği yağlı kuzu etini yesek mide fesadı geçiririz biz, ne diye adamın yaptığını yapmaya çalışalım. "Otomobile de binmedi ki o evliyalar :(" Evet, şu anda saçmalıyorum ama aklıma geldikçe sinirleniyorum efendim, ne yapayım! Sonra tartıştık hatunla. En son aha buraya yazdığım kadar bir yazı yazdım kendisine, sonra silip göndermedim "amaaaaan ne uğraşcam la bunla" deyip. Sonra da o beni feysinden sildiiiii <3 ve bir blog yazımda daha aradan gıybeti geçirdiiiim <3 

Tekrar konumuza dönelim. Hayatımda yılbaşı kutlamadım, kutlamam da. Çocukken yılbaşı programı açmıştı kuzenimin kocası, dansöz çıktı diye utanıp değiştirmiştim kanalı. Kadın vücudunun "ayıp" olduğu nasıl kazınmışsa beynimize bakamamıştım etrafta insan varken o ekrana. Sanki etraftaki insanlar benim bedenimi görüyormuş gibi geliyordu. Sonra eniştem kızıp geri açtı dansözlü kanalı (toplasan 10 kanal vardır o yıllarda). O gün gözümde eniştem "kadın düşkünü pis erkek" oldu. Vay beee, Nevşehir böyle bir yer işte, kazımışlar beynime. Ama şunları görünce bir "kutlasam mı la?" cümlesini içimden geçirdiğim doğrudur. Zaten sırf bu yüzden profil resmimde yılbaşı şapkası, feys kapak fotomda kartpostal var. Sırf iyice uyuz olmaya başlayıp bu insanlardan tiksinmemden. Ha, onlar da beni umursuyor mu? Hayır. Ama işte, taciz gibi bir şey oluyor bu belki de. Belki de böyle bi sövüp rahatlama, kim bilir? Yok lan, rahatlamadım, şunu yazınca da rahatlamadım.

Bu kadar İslam düşkünü insan arasında büyüdüm. Tüm sülalem bildiğim kadarı ile müslüman, çoğu beş vakit namazını kılar, kılmayanı ayıplar, bir kısmı alttan alta "kapansan iyiydi aslında" mesajını yılda bir verir. Ama bu kadar ibadetinde, inancında sadık insanlar yılbaşı kartı gönderir, yılbaşı kartı alırlardı. Mutlu olurlardı bizim gönderdiğimiz kartlarla. Kimse de "gavur bayramı mı kutluyonuz?" demezdi. Dedem, anneannem felan bile demezdi. Peki bu son yıllardaki "tu kaka yılbaşı" modası nereden çıktı? İşte sanırım ben onu kaçırdım. Çözebilenden yanıt istiyorum. Bu yazının ana yazılış sebebi de bu çıkış yerini bulabilme umududur.

Sevgiler saygılar bizden efendim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder