15 Nisan 2025 Salı

38 Yaş Yazısı

Bugün itibarıyla geldik 38 yaşa. Bu yaşa geldik ama elle tutulur ne bir başarı var ne de para. Anca doktorayı bitirdim, sonucunda bir halt olmadı. Gerçi olmayacağını da biliyordum, kadro bulma hayali ile okumadım doktorayı. Kendimi tatmin içindi. Birkaç günlük tatmin sonrası geri çöküş geldi. Kendine güvensizlik kapıdan el salladı.

Selectra etkili yüksek enerjim bugün üstümde değil. Neden böyle bilmiyorum da. İçimden hiçbir s*kim yapmak gelmiyor. İş yeri bok, ev bok, sağlık bok, hayat bok... 

Lisedeyken hayalim vardı, bekâr evi kuracaktım kendime. Neler alacağımın listesini yapmıştım. O kadar emindim ki işim gücüm olduğunda istediğim gibi alışveriş yapabileceğimden... Öyle lüks şeyler peşinde de değildim. Basit şeylerdi hep. Şimdi basit şeyleri alırken düşünüyorum. Tek başıma evin masrafı karşılayamadığımdan abimle yaşıyorum. 38 yaşına geldim, evim yok. Arabamı babam aldı. Kendi paramla anca derin dondurucu, halı falan aldım ben şu hayatta. Şimdi bilgisayarım bozulsa annemlerden destek almadan değiştiremiyorum. 13 yıldır iş hayatındayım ben. 

Ürtikerim geçmediği için Xolair vurunmam gerekiyor. Dün doktor işlerinden sonra annemle ilaçlarımızı almaya gittik eczaneye. Annem "Ben ödeyeyim seninkini de." dedi. Dedim "Sen Xolair'i ısmarla, bunu ben öderim.". 6 ay, ayda 1 kere vurunacağım. Nasıl karşılayacağım? 38 yaşındayım, alacağım, almak zorunda olduğum ilacın parasını hesaplıyorum. 

Yıllarca çalıştım. İş yerlerinde eşekten öte çalıştım. Elle tutulur bir bok yok, kıymet bilen yok. Nerede şerefsiz var, kapmış bir köşe başını, geçirmiyor bizleri. Bir yandan ezip bir yandan yüceltip psikolojiyi s*kip atıyorlar anca. Gitmeye kalkınca da "Ama neden?" diyorlar. Çünkü dalyaraktan daha dalyaraklar.

Akademik başarını hor görüyorlar mesela. "Ne oldu şimdi?", "Ben de yapsam mı dedim ama çok gereksiz buldum." vb. saçma salak laflar. "Sana mı sorduk yarraaaaam!" dememek için hafifçe gülüp ortamdan uzaklaşıyorum.

İçimdeki öfke çok yüksek, benim için çok fazla. Hayatımın yıllarını çalanlara öfkem dinmeyecek gibi. Sevdiğim bir duygu değil bu. Oyunu da kuralına göre oynayamadım, beceremedim. Elimde maddi de manevi de bir bok yok. 

Ancak iyi ki Zeyna ve Gabriel var. Şu hayatta bir anneciğimi mutlu ettim, bir anneannemi bir de canımın içi kedilerimi. Başka da bir boka yaramadığım inancını en azından bugün için sonuna kadar taşıyorum. O kadar taşıyorum ki ağladım ağlayacağım ve Selectra'ya başladığımdan beri bu bir ilk. Yarın farklı hissedebilirim ya da bu kadar şiddetli olmayabilir. Bilmiyorum. Herkese iyi günler dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder